“Seni sevmeye hazır olmayanlara sevgini vermeyi bırak.
Değişmek istemeyen insanlarla zor sohbetler yapmayı bırak.
Varlığına önem vermeyen insanlar için görünmeyi bırak.
🍭🍭
Etrafındaki herkesin iyi dileklerini kazanmak istediğini biliyorum ama zamanını, enerjini ve akıl sağlığını çalacak olan da bu dürtü.
💚💚
Zamanını harcadığın kişiler tarafından ince bir şekilde dışlanır, ince bir şekilde aşağılanır, unutulur veya kolaylıkla görmezden gelinirsen onlara ilgini ve enerjini sunmaya devam ederek kendine iyilik yapmazsın.
🍫🍫
Gerçek şu ki sen herkes değilsin ve herkes senin için değil. Arkadaşlığına, sevgine, dostluğuna önem veren birkaç kişiyi bulduğun zaman bunun ne kadar değerli olduğunu bileceksin. Çünkü değeri olmayanları tecrübe ettin.
♥️♥️
Bu gezegende milyarlarca insan var ve çoğu seninle kendi seviyelerinde sevgi titreşimleri içindeler. Ama seni “yastık, ikinci plan seçeneği, terapist ve duygusal iyileşme stratejisi” olarak kullanan insanların mahremiyetinde ne kadar kısa kalırsan, senin için o kadar doğru olur.
🧁🧁
Hayatındaki en değerli ve en önemli şey enerjindir.
Bu senin enerjin!
Hayatını güvenli bir sığınak yap ve sadece seninle uyumlu kişilere izin ver.
🧡🧡
İnsanları kurtarmak senin sorumluluğun değil.
Onları kurtarılması gerektiğine ikna etmekten sorumlu değilsin.
Her an insanlar için var olmak ve onlara hayatını vermek senin işin değil.
🍇🍇
Çünkü eğer kötü hissediyorsan, görevde hissediyorsan, mecbur hissediyorsan onlara verdiğin iyiliği geri vermeyeceklerinden korkuyorsun.
Kaderin sevildiğini fark etmek ve hak ettiğini düşündüğün sevgiyi kabul etmek.
Gerçek bir dostluğu hak ettiğine karar ver.
Gerçek bir bağlılık, sağlıklı ve başarılı insanlarla tam sevgi.
Sonra bir süreliğine bekle.
Ve her şeyin ne kadar değiştiğini izle!”
alıntıdır
**** *****
HAYAT ;
Yaşadıkça, yaşayabildikçe ve yaşatabildikçe güzel..
Siyahın yerine beyazı koyabildikçe güzel..
Güneşle birlikte yağmuru sevdikçe güzel..
Doğadaki tüm canlıları koşulsuz, çıkarsız, karşılık beklemeden sevdikçe güzel..
Gülebildikçe, güldürebildikçe güzel..
Saygıyı kaybetmeyeceğimiz sürece güzel..
İyiyle kötüyü ayırabildiğimiz sürece güzel..
Ve hayatın tüm acımazlığına rağmen,
Bozulmadan kendin kalabildikçe güzel.. .
Hayat kendiliğinden ne iyidir, ne kötüdür,
Ona iyiliği de kötülüğü de katan sizlersiniz…
Montaigne
Kafka, her zamanki yürüyüşlerinden birini yaptığı parkta, ağlayan küçük bir kıza rastlamış. Onunla konuştuğunda kızın oyuncak bebeğini kaybettiğini öğrenmiş ve kıza bebeği onun için bulacağının sözünü vermiş. Ertesi gün aynı yerde buluşmak için sözleşmiş ve kendi yollarına gitmişler.
Kafka bebeği bulmak için çok uğraşmış ama çabaları sonuç vermemiş. Bunun üzerine küçük kıza bebeğin ağzından mektuplar yazmaya karar vermiş. Kıza verdiği ilk mektupta; “Lütfen benim için endişelenme, dünyayı görmek için uzun bir yolculuğa çıktım. Sana başımdan geçenleri anlatacağım.”sözleri yazılıymış. Kafka kızla her buluşmasında kıza bunun gibi oyuncak bebeğin ağzından yazılmış bir sürü mektup okumuş ve kızın heyecanı giderek artmış.
Aradan aylar geçmiş, son görüşmeleri gelip çatmış. Kafka kıza bir oyuncak bebek vermiş. Kız bu bebeğin kendi bebeğinden oldukça farklı olması karşısında şaşkınlıkla bakakalmış. Kafka’nın bebeğe iliştirdiği not, kızın şaşkınlığını gidermiş:
“Yolculuğum beni çok değiştirdi.”
Uzun yıllar sonra, bebeğini saklayan kız yetişkin bir kadın haline gelmiş. Bir gün bebeğinin içinde ustaca gizlenmiş küçük bir kağıt parçasını bulmuş. O kağıt parçasında şu sözler yazmaktaymış:
“Sevdiğin her şeyi er ya da geç kaybedeceksin, ama sevgi başka bir surette tekrar karşına çıkacak.
Hayat;
Seni kaç kişinin aradığı, kiminle çıktığın, çıkıyor olduğun veya çıkacağın demek de değildir.
Kimi öptüğün, hangi sporu yaptığın, kimlerin seni sevdiği de değildir.
Hayat, ayakkabıların, saçın, derinin rengi de değildir.
Nerede yaşadığın veya hangi okula gittiğin de değildir.
Aslında hayat; notlar, para, giysiler, girmeyi başardığın ya da başaramadığın okullar da değildir.
Hayat;
Kimi sevdiğin ve kimi incittiğindir.
Kendin için neler hissettiğindir.
Güven, mutluluk, şefkattir.
Arkadaşlarına destek olmak ve nefretin yerine sevgiyi koymaktır
Hayat;
Kıskançlığı yenmek, önemsemeyi öğrenmek ve güven geliştirmektir
Ne dediğin ve ne demek istediğindir.
İnsanların sahip olduklarını değil, kendilerini olduğu gibi görmektir.
Her şeyden önemlisi hayatı, başkalarının hayatını olumlu yönde etkilemek için kullanmayı seçmektir.
İşte hayat bu seçimden ibarettir.
İnsanların en acizi dost edinemeyen,
ondan daha acizi ise dost kaybedendir.
Dünyanın en ünlü aktörlerinden Sylvester Stallone, yüzünün sol alt kısmı felçli doğmuştu. Bu yüzden yamuk ağızlıdır, konuşması da düzgün değildir…
New York’a geldiğinde kimse ona aktörlükte iş vermedi.. O kadar fakirdi ki köpeğiyle otobüs terminalinde 3 hafta yattı…
Parası bitince köpeğini tanımadığı bir yabancıya 25 dolara satmak zorunda kaldı.. Vurduğu en dip buydu..
Bir gün Muhammed Ali’nin bir maçını izlerken Ali ona ilham kaynağı oldu ve Rocky’nin tüm senaryosunu 3 günde yazdı…
Prodüktör buldu, ona 125 bin dolar önerdiler, tek bir sorun vardı; filmde Rocky’yi başkası oynayacaktı. Kabul etmedi. Haftalar sonra ona 325 bin dolar teklif ettiler, ama yine kabul etmedi…
En sonunda onun oynamasına izin verdiler, ama 35.000 dolar teklif ettiler ve kabul etti.
Aldığı 35 bin doların 15 binini köpeğini satın alan adamı bulmak için harcadı ve köpeğini geri aldı… Filmde oynattığı köpek Butkus kendi köpeğiydi…
Rocky serisi Sylvester’a toplamda 200 milyon dolar kazandırdı…
Sizin olandan, Hakkınızdan ve Hayalleriniz den ASLA VAZGEÇMEYİN…
alıntıdır
Eski zamanların birinde bir adam hayatın anlamının ne olduğuna takmış kafayı… Bulduğu hiç bir cevap ona yeterli gelmemiş ve başkalarına sormaya karar vermiş… Ama aldığı cevaplar da ona yetmemiş. Fakat mutlaka bir cevabı olmalı diyormuş. Herkese bunu sormaya karar vermiş…Köy, kasaba, ülke dolaşmış bu arada zamanda durmuyor tabi ki… Tam umudunu yitirmişken bir köyde konuştuğu insanlar ona:
”Şu karşı ki dağları görüyor musun, orada yaşlı bir bilge yaşar, istersen ona git belki o sana aradığın cevabı verebilir” demişler.
Çok zorlu bir yolculuk sonunda bilgenin yaşadığı eve ulaşmış adam. Kapıdan içeri girmiş ve bilgeye hayatın anlamının ne olduğunu sormuş… Bilge sana bunun cevabını söylerim ama önce bir sınavdan geçmen gerekiyor demiş. Bilge bir çay kaşığı vermiş adamın eline ve içine de silme bir şekilde zeytinyağı doldurmuş. “Simdi çık ve bahçede bir tur at tekrar buraya gel… Yalnız dikkat et kaşıktaki zeytinyağı eksilmesin eğer bir damla eksilirse kaybedersin.”
Adam gözü çay kaşığında bahçeyi turlayıp gelmiş. Bilge bakmış:
” Evet, demiş kaşıkta yağ eksilmemiş, peki bahçe nasıldı? Adam şaşkın…
”Ama demiş ben kaşıktan başka bir yere bakamadım ki“.
Şimdi tekrar bahçeyi dolaşıyorsun kaşık yine elinde olacak ama bahçeyi inceleyip gel, demiş bilge… Adam tekrar bahçeye çıkmış gördüğü güzelliklerden büyülenmiş muhteşem bir bahçedeymiş çünkü … Geri geldiğinde bilge, adama bahçenin nasıl olduğunu sorunca gördüğü güzelliklerden büyülendiğini anlatmış adam. Bilge gülümsemiş , “ama kaşıkta hiç yağ kalmamış” demiş ve eklemiş:
“Hayat senin bakışınla anlam kazanır. Sadece bir noktayı görürsen hayatın akıp gider sen farkına varmazsın… Ya da görebileceğin tüm güzelliklerin tam ortasında hayatı yaşarsın; akıp giden zamanın anlam kazanır…”
Bu 10 İşaretten En Az 5’ine Sahipseniz Artık Hayatınızla İlgili Harekete Geçmeniz Gerekiyor
Nedenini sorgulamadan ve bize neler olduğunu anlamaksızın hayatımızı sık sık yönlendiririz.
Durumunuzdan ve hayatınızdan kaygılı hissediyor ya da memnunsuzluk yaşıyorsanız; hayatınızda bir değişiklik yapmanın zamanı gelmiş demektir.
Aşağıdaki listede sıralanan maddelere göz gezdirin. Eğer 5 tanesinden fazlasıyla eşleşiyorsanız, harekete geçme zamanı gelmiş demektir.
Yapmanız gereken şey tespit ettiğiniz özellikleri bir kağıda not almak. Ardından tespit ettiğiniz bu problemin çözümü için kafa yormalısınız. Örneğin “Hergün erken kalkmak” size gereğinden fazla kötü hissettiriyorsa, bunun çözümü olarak sabahları kendinize bir rutin oluşturmalısınız.
Örneğin, kalkıp sabah haberlerini açın, kendinize kahvaltı hazırlayın ve çay-kahve yapın. İnanın 1 saat daha az uyuyarak bunları yaptığınızda, daha az uyumuş olmanıza rağmen gün içerisinde önceki günlere kıyasla çok daha zinde ve hayat dolu hissedeceksiniz. Kısacası hayatı katlanılası bir şey olarak görmenin ötesine geçmelisiniz.
1. Hayatınızın tamamlanmamış bir iş olduğunu hissediyorsunuz.
Yarım ve eksik bir iş tat vermez. Bir şey anlamaz ve doyuma ulaşmazsınız. Belki geçmişte gerçekleştiremediğiniz bir iş ve fikriniz hala içten içe sizi kemirmekte ve belki de bunu göz ardı etmenin verdiği huzursuzluk sizi mutsuz etmekte.
Yeni arzuları açık tutun ve gerekirse yeni tutkular uyandırın. Hedefiniz sizin amacınızdır ve hedefini gömmüş bir insan ne kadar inkar ederse etsin mutsuzdur. Henüz hedefinizie ulaşmadıysanız ona doğru çalışmanız gerekiyor. Pes etmeyin!
2. Gelecek hakkında önsezileriniz ve süreklilik gösteren korkularınız var.
Hiçbirimiz aslında korkularımız ve hayat şüphelerimiz olmadan, her zaman ayaklarımızın üzerinde durarak yaşayamayız. Fakat sürekli bir korku ve endişe durumu hayatınıza sağlıklı bir şekilde devam etmenizi engeller. Bu sebeple bu tarz endişeleri göz ardı etmeyi bırakmalı ve harekete geçmelisiniz.
3. Her gün erken kalkmak ve çalışmak size gereğinden fazla kötü hissettiriyorsa.
Tipik olarak, çoğu insan her sabah erken uyanmayı biraz zor ve acı bulur. Ancak tipik sabah huzursuzluğunun sizde normalden fazla stres uyandırdığını düşünüyor, yorgun, bitik ve hatta boğulmuş hissediyorsanız bu bir problem belirtisidir.
Profesyonel yardıma ihtiyacınız olabilir. İş değişikliğine gitmeyi tercih edebilirsiniz. Hayatın döngüsünde bir şekilde çalışmak zorunda kalıyoruz. Fakat işinizin size uygunluğunu bir nebze de olsa kontrol altında tutmaya çalışmalısınız.
4. Geçmiş ve gelecek hakkında çok fazla düşünüyorsanız.
Anı yaşamaktan geri kalıyorsunuz. Geçmişiniz ve henüz yaşamadığınız geleceğiniz sizi sarmış durumda olabilir. Ancak bu etkiden çıkın ve içinde bulunduğunuz anda verimli şeyler yapmaya çalışın.
Birçok insan gelecekte daha iyi bir hayat yaşamanın hayaliyle yaşıyor. Hayal kurmak iyi bir şey olabilir, ancak iş açısından hiçbir şey yapmamakla meşgul olmak bir uyarı işareti olabilir.
5. Saçlarınız dökülüyorsa…
Genetik faktörler dışında yaşanılan bir dökülme sorununuz aslında birçok sıkıntı çektiğinize işaret ediyor olabilir. Yaşadığınız hayat şeklinin bu duruma sebep oluyor olması gayet büyük bir ihtimaldir.
Stres altında kalmak modern hayatın bir parçası haline geldi. Ama eğer düzenli olarak modunuz düşükse ve başkaları da size bunu söylüyorsa, o zaman elinizde büyük bir sorun mevcut.
Memnunsuzluğun en büyük belirtisi ve sonucu kıskançlıktır. Çoğumuz için, kıskançlık başkalarının biriktirdiği başarılarla hiçbir ilgisi olmayan bir hoşnutsuzluk işaretidir. Aynı zamanda hayatınızdan mutlu olmadığınızın ve başarı sağlamanız gerektiğinin bir işaretidir.
7. Yorgunsanız ve genellikle mutsuz bir şekilde uyanıyorsanız.
Her sabah yorgun bir şekilde uyandığınızda, hayatınızda mutsuzluk işaretleri göstermeye başlıyorsunuz demektir.
Bu durum aynı zamanda, düzgün bir şekilde dinlenemediğiniz ve yaşamdaki çekişmeniz, ilerlemeniz konusunda endişe duyduğunuz anlamına geliyor. Ayrıca yaşam mücadelesinden bıkmış ve kaybetmeyi kabul etmeye hazır bir hale gelmiş olabilirsiniz.
O zaman dikkat edilmesi gereken asıl sorun budur! Çünkü bu yaşam enerjinizin de tükendiği anlamına gelir.
8. Can sıkıcı biri haline gelme korkusu yaşıyorsanız.
Bu sizin kendinizden de sıkıldığınızı gösterir. Eğer daha iyi hissetmek istiyorsanız, hayatınızdaki bir şeylerin değişmesi gerekir.Bedeninizi ve zihninizi dinleyin. Sizi mutlu edecek ve kendinizi daha çok sevebileceğiniz işler yapın.
9. Dedikodudan eskisi kadar rahatsız olmuyorsanız.
Kendi hayatınızda ilginizi çeken şeyler olmadığından; başkalarının hayatına ve yaptıklarına yöneldiniz. Fazlasıyla verimsiz ve boş zamanınız var.
Başkalarının hayatlarına müdahale eden bu davranış, sizin kendi menfaatiniz için zararlıdır. Dedikodulara girmekten kaçının ve kendi hayatınızla ilgili konuşulacak şeyler yapmaya çalışın.
10. Kolayca sinirleniyorsanız.
Eğer sinir bozucu bir hale geldiğinize ve olumsuzluğun sizi çevrelediğine inanıyorsanız, stresinizden ve sizi mutsuz eden şeylerden acilen kurtulmalısınız. Aksi takdirde çevrenizde pek bir kimse kalmayabilir.
Doğdunuz andan itibaren hatta anne karnından başlayarak bilinçaltımız çevremizden duyduğu gördüğü verileri kayıt eder.Bazı verileri kendince farklı yorumlar ve çok basit olaylar bile olumsuz döngüler halinde tekrar eder.
Bilinçaltını bu duygulardan arındırmazsak olumsuz olaylar birbiri ardına tekrar eder.Kişiler değişir zaman değişir ama senaryo hep aynıdır.
Bilinçaltınızı temizlemek için uygulayabileceğiniz oldukça basit yöntemler vardır.
1-Rüyalarınızı uyanır uyanmaz yazın.
Bilinçaltı rüyalar aracılığı ile kendisini arındırır.Çoğu zaman sabah hatırladığınız rüyalar öğlen gibi unutulur.Bu nedenle bilinçaltına bu arınmada yardımcı olabilmek için başucunuzda bulunan bir deftere rüyalarınızı yazın.Eğer yazmassanız bunlar tekrar bilinçaltına gömülür.Özellikle sürekli tekrar eden bazı rüyalar vardır bunları mutlaka yazın.Uykudan uyanınca yazınız okunaksız olabilir kötü olabilir hiç umursamayın gerekirse gözünüz kapalı yazın.Biraz uyuyayım uyanınca yazarım derseniz bir çoğunu unutursunuz.
2-Eft duygusal arınma tekniğini kullanın
Bilinçaltını temizleme yöntemlerinin bir çoğu eft tekniğini kullanır.Eft ise oldukça basit bir tekniktir ve kendiniz de uygulayabilirsiniz.Herhangi bir sorunu kabul etmek burada kilit noktadır. Bazen bir korkuyu temizlemek için kuracağınız ve tekrar edeceğiniz basit bir cümle umduğunuzdan fazla etki gösterir. “Sürekli kaygı duymama rağmen yine de kendimi kabul ediyorum ve onaylıyorum” gibi.. Ya da “Hayatımda bolluk olmadığını düşünsem de kendimi onaylıyorum ve kabul ediyorum ” gibi..
3-Hile yapın
Bazı yöntemler ve olumlamalar vardır ki geçmişten gelen kaygıların üzerinden atlamanızı sağlar.Bunun için kullanmanız gereken olumlama kalıbı “e rağmen istiyorum”dur.Ulaşmak istediğiniz bir hedef var ama aynı zamanda engeller var.Bilinçaltına ne olursa olsun bunu istediğinizi programlarsanız onu yapmak için ne gerekiyorsa yapacaktır.Örneğin karşınıza hep sorunlu ve sizi yıpratan insanlar çıkıyor ve artık bu sizde bir inanç halini aldı.Bu durumda önce kabul edin sonra emir verin. “Her ne kadar karşıma sürekli sorunlu ve beni yıpratan insanlar çıkacağına inanıyor olsam da doğru bana iyi gelen insanlarla karşılaşmayı çevremin bu tür insanlarla dolu olmasını istiyorum” Bu olumlama sayesinde sorunu kabul ettiniz ve ben anlamam ne olursa olsun çözüm bul diyerek bilinçaltınızı harekete geçirdiniz.
4-Telkin cd dinleyin.
Eğer olumlama yapmak zor geliyorsa telkin mp3 dinleyebilirsiniz.Bu konuda Atakan Sönmez olarak benim hazırladığım telkinleri www.telkincd.com dan indirebilirsiniz.Yaklaşık 10 telkin ücretsiz olarak dinlenebiliyor.
5-Kendinize özel bilinçaltı temizliği çalışması yaptırın.
Eğer size özel tespitler yapılmasını istiyorsanız şu an bulunduğunuz bu sitenin ana sayfasını www.bilincaltitemizligi.com inceleyiniz.Telefonla yüzyüze yada online bilinçaltı temizliği yaptirabilir size özel hazırlanan cd ler ile engelleri aşabilirsiniz.
Buraya ilk defa geliyorsanız, ismim Atakan, burası Çekirdek Teknoloji Danışmanlık. Türkiye’de ilk subliminal telkin uzmanıyım.Müziklerin içine keşfettiğim teknikle sesli telkinler yerleştiriyorum.Şimdiye kadar 10 yılda bir milyon üzerinde kişi telkin cd lerimi indirip faydalandı.Eğer denemek istersen bu siteden ücretsiz hediye telkin mp3 indirebilirsin. Neler mi hediye?Koruma kalkani,suçluluk duyguları,ego güven,depresyon dünde kaldı ve diğerleri….Ayrıca telefonla 5 dakika ücretsiz çekirdek inanç ön tespiti yaptirabilirsiniz.
Çekirdek İnanç markası 8 yıldır var.Telefonla sizinle görüşülüp size engel olan düşünceler bulunuyor.Gitmeden önce yazılarımı okumanızı tavsiye ederim. Online çekirdek inanç çalışmasını bu linkten alabilirsinz. çekirdek inanç ve subliminal telkinler
Bu scripti ego güçlendirici ile birlikte dinleyebilirsiniz.
Depresyon dünde kaldı
Depression: That Was Yesterday
Gevşiyorsun ve sen gevşemeye devam ettikçe, diğer bütün sesler ve gürültüler uzaklaşıp kayboluyor. Yalnızca benim sesimi duyuyorsun. Depresyon ile ilgili üç noktanın kesin gerçekler olarak zihnine yerlesmesini istiyorum. birinci nokta şudur ki: Burada bulunmak senin hakkın. Sen de en az herkesin iyi olduğu kadar iyisin. Sen kainatin evladısın, tıpkı ağaçlar ve yıldızlar gibi. Burada varolmak senin hakkın. Sen farkinda olsanda olmasan da, kainat gitmesi gereken yolda ilerliyor. Öyleyse, sen de evrensel bir plan olduğunu ve senin onun parcasi oldugunu kabul et. Her insandan daha büyük, her birimizden daha büyük bir plan var. kendinle barış içinde ol. İstersen kendinle barış içinde olabilirsin… şimdi de ikinci nokta.
Evrendeki herkesi etkileyen bu planda, doğal âfetler dışında, bütün çöküntüler depresyonlar bilinçaltının kendi kendini cezalandirma bicimidir. İşte bu ikinci noktadır. Bütün depresyonlar çöküntüler bilinçaltında kendi kendini cezalandırman sonucu oluşur. zihnin bütün duygulanmaları beynin elektro-kimyasal dengesi olarak yansımaktadır. Uzun süren depresyon hissi kimyasal dengeyi bozar. Bu denge kendi kendine düzelebilir. Ben klinik deneyimlerime dayanarak, kimin ilaçla kimin de ilaçsız iyileşeceğini hemen söyleyebilirim. İlaçlı ya da ilaçsız, her durumda sen depresyonu yeneceksin. Birkaç dakikada ya da birkaç saat kendini iyi hissedersin, sonra bu depresyon geri gelebilir, yeniden iyileşmen için yine günler ya da haftalar gerekebilir. Bütün belirtiler yok olana kadar altı yedi kez bu tür iniş çıkışlar olabilir.
Üçüncü noktaya gelince, bunun zamanla ve hayatta kalma gereksinimiyle ilgisi vardır. Yaşamak yalnız şimdiki zamanda yaşamak değildir, burayı ve anı yaşamaktır. Üçüncü mutlak gerçek her ânı burada yaşamakla ve şimdi yaşamakla ilgilidir. Örneğin, dün sen depresyondaydin, ama bugün yeni bir gündür. Her gün taze bir başlangıçtır. Her gün taze bir başlangıçtır ve, her sabah dünya yeniden varolur. Bugün bizim için en önemli gündür. Dün geçmiştir. Geçmişte yaşayamayız, yoksa ilerleyemezdik, çünkü geçmişte yaşamak SIKICIDIR yaratıcılıgımızı köreltir. Geçmiş zaman, bu dün bile olsa, sadece biz oradaki deneyimlerimizden dersler çıkarır ve bundan kazanç sağlarsak bir değer taşır. Şair demiş ki: “Geçmişin enkazı üzerinde doğrulup birşeyler kazanıbiliyorsak, geçmiş ziyanolmuş ve boşuna geçmiş değildir”. Başarısızlık düşkırıklığı ve depresyon nedeniyle üstünüze yığıldığı durumlar yaşadınız ve şöyle söylediniz mi : “Keşke herşeye yeniden başlamak için bir fırsatım olsa!”… Öyleyse fırsat hakkında şu SOYLENENLERİ hatırlayın: “Bir kere kapıyı çalıp da seni evde bulamadığım zaman bana tekrar gelme diyenler yanılıyorlar, çünkü her gün senin kapında durup senin uyanmanı ve yeniden savaşmaya girmek için kalkmanı bekliyorum. Çamura batmış bile olsan, ellerini bağlayıp ağlama. Ben ‘yapabilirim’ diyenlere yardım ederim. Utanan bir yüzle hiçbir sefil bu kadar derine batmadı; ama olsun, tekrar kalkabilir ve yiğit bir insan olabilirsin”. Dün, gün biterken güneş ufukta battı. Gök kapalıydı, bir tek yıldız bile yoktu görünen, sense yıkılmıştın, çökmüştün, çünkü gün sana yalnızca hüsran getirmişti. Bugünse pencereden dökülen güneş ışığıyla uyanıyorsun, işte yeni bir gün önünde, ve dünün hatalarından aldığın derslerin üzerine kuracağın yeni bir fırsat. Şimdi, hepimiz burada bir işi başarmak için toplanmışız. İnsanlardan daha büyük olan, BİREYLER OLARAK hepimizden daha büyük olan evrensel planın belli bir parçasını tamamlamak için. Biz istesek de istemesek de bu evrensel plan ya da yaşam gücü KENDİ yolunda yürüyecektir. Hayata bir bütün olarak bakarsak, ve yaşadığımız her deneyimin bizi bu planın tamamlanmasına götürdüğü gerçeğini görürsek, her bir günü ve her çabayı onu en iyi değerlendirmek için ele alırsak, işte o zaman, herşey yoluna girecektir. Biri demiş ki, biz hayatın olmasını dinlemeliyiz, ümitle dinlemeliyiz demiş. İşte şimdi, sen ümitle dinlemiyordun. Sen hiç dinlemiyordun. Sen kendi sorunlarına odaklanıyordun; sen bir probleme odaklandığın zaman, bir problemin var demektir; çünkü sen üzerinde odaklandığın şey neyse osun.
Sen neyin üzerine odaklanırsan, sen osun. Şimdi, sen “Gitsin buradan tüm
sorunlar!” deyip, düşünceni değiştirmek yoluyla, bu kaygıyı atarsan, bu sorunu atarsan, işte o zaman sorununun çözümünü görmeye başlarsın, çünkü artık zihnin özgur hale gecmistir; ve böylece, zihnin özgür olduğu zaman onu verimli kullanaBİLİRSİN. Bundan sonra kendine şunu söylemelisin: “Ben depresyonuN GİTMESİNE İZİN VERİYORUM . Her gün mutlu bir TAVİR TAKNIYOR ve onu SÜRDÜRÜYORUM. Her gün olumsuzu reddediyor ve herşeyde olumluluk görüyorum”. Senin depresyonda kalmanın tek nedeni, olumsuz düşünceler İLE NASİL BASA CİKACAGİNİ ONLARI nasıl yeneceğini öğrenmemiş olmandı. Gerçek sevgi gibi ümit gibi olumlu düşünceleri serbest bırakmayı öğrenmemiş olmandı. Her yeni gün yeni bir meydan okumadır, gerçek dünyada kendini kanıtlaman için yeni bir fırsattır, gerçeğe sevgiye ve ümide inanman için bir fırsattır, kendini çaresiz ve ümitsiz hissetmemen için bir fırsattır, başına gelen olayları senin onlara karşı tepkilerinden ayırt etmeyi öğrenmen için bir fırsattır, çünkü onlar birbirinden çok başka şeylerdir. Hiç de bile aynı şey değillerdir onlar, öyleyse senin olayları VE onlara verdiğin tepkileRİ BİRBİRİNDEN ayırman gerekir. Sorun senin yeni bir iş araman değildir, sorun sevdiginin gitmiş olması değildir, birinin sana yanlış DAVRANMASİ ya da doğru SOYLEMESİ değildir, senin yanlış ya da doğru yapmış olman DA değildir, ya da hayatta başına gelen korkunç olaylar değildir sorun. Sorun bunların hiçbiri değildir. Sorun senin onlara verdiğin tepkilerdir. Sorun senin kafanda söylediğin cümlelerdir, şunun gibi: “Eyvah, sevdigim gitti! Ben onsuz yaşayamam!” Ya da, “Sırtımda korkunç bir ağrı var! Bundan sonra asla normal bir hayat yaşayamıyacağım!”
Senin kendine bu olumsuz düşünceleri verİP KENDINI CEZALANDIRMANDIR gerçek sorun, işte o zaman sen depresyona girmeye mahkûmsun, öyleyse bu cümleleri tersine çevirmeyi öğrenmelisin, onları tümüyle tersine çevir, şöyle de: “Tamam ben bir hata yaptım. Bir daha yapmam”; ya da “Tamam, sevdigim öldü, onu çok özlüyorum, ama yeni bir hayata başlayabilirim”. Konu ne olursa olsun, geçmiş bitmis olayların senin İÇİN depresyonA yol açtığını bilmelisin, çünkü sen depresyona girince bu cümleleri tersine çevirmeyi bilmiyordun ; VE BİLMEZ IKEN sen bu düşünce çerçevesinde bir ölüYDÜN! Bu ölümdür! Kutsal kitapta Lut’un karısına dediler ki: “Geri dönüp bakmayacaksın, geri dönüp bakarsan bir tuz sütununa dönersin”. Fakat o geri dönüp baktı. Öyleyse, sen geri dönüp bakma. Sen geri bakmayı KES! Sen tam şu içinde bulunduğun ânı yaşa, sonuna kadar yaşa, doğru düşünmekle ondan zevk al. Ulaşamadığın arzun, isteğin, elde edemediğin bir İDEALİN olmadı mı? Onu düşün. Her günü geldiği gibi kabul et, güneş ışığından zevk al, kuşların sesini dinle, çocukların gülüşüne katıl. Tüm bu olumlu şeyleri gör.
.
Her yeni günün dünün üzüntülerini silip atmasina izin ver. Unutma ki, “merdiveni çıkan ilk basamaktan başlar”- demişler. Çinliler de şöyle der: “Bin millik bir yürüyüş bir adımla başlar”. Biz daha ileriyi ve daha geniş vizyonları gorursek, her yeni gün bir öncekinden daha iyi olur, dünün üzüntüleri hüsranları depresyonları başarısızlıkları üzerinde yeni fırsatlar yükselir, yeni bir dünya doğar. Doğulu şairin dediği gibi: “Öyleyse, bugüne iyilikle bak”. Bugüne iyilikle bak.
Şimdi senin zihin gözünde, bir işaret görmeni istiyorum, tam önünde asılı, bu işaretin üzerinde iki kelime var, bu iki kelime ŞÖYLEDİR: “O dündü. O dündü işler yolunda gitmiyordu,. O DUNDU olumsuz düşüncelerini gerektiği gibi tersine çeviremiyordun. O dündü, ümiDİNİ KAYBETMIS VE VAZGECMISTIN, O DUNDU BASLAMAYA BIR TURLU KARAR VEREMIYORDUNve o dündü, sadece kendini düşünüyorduN, başkalarının mutluluğunu hiç düşünmüyorduN, onlar için ne yapabileceğini düşünmüyordun. O duNDU
Senin yanlışlık yaptığın gün. O DUNDU hatali konustuN gun . O dunduYanlış iş yaptığını anladigin gün, . O Dündü. Kendinden nefret ettiğin gün. O DUNDU VAKTINI BOSA GECIRDIGIN GUN. Her gün yeni bir başlangıçtır. Her sabah dünya yeniden yaratılır. Geçmişse tümüyle ziyan olmuş sayılmaz. Boşuna değil bütün bunlar, sen geçmişin yıkıntıları üstünde yükselerek, çok daha asil HEDEFLERİNE
ulaşacaksın. Olumsuz düşünceleri, olumlu düşüncelerle değiştirmekle, her yeni ânı bir yeni fırsata çevireceksin. Sen gerçeği gördükçe, gerçeğin sıcaklığını ve samimiyetini hisseTTİKCE.,Sevgi ve ümit yüreğine dolacak. Tümüyle gevşeyeceksin. Senin için yapılmış bir plan olduğuna güveneceksin. Sen bunu tam kavrayamasanda da, içinde yasadigin bu öğrenme Fırsatını kullamalisin ki, bu plan hedefine ulassin. Yine de sen, istediğin deneyimleri kendin seçmekte özgürsün. Bunu yapmakla kendi kaderinin sahibi olmuş olacaksın. Duygularını kontrol edebileceksin. yeni günün dogmak icin geceye ihtiyaci vardir bir geceden sonra doğacaktır. Derin vadiler olmadan yüksek dağlar olmaz. Öyle olmasaydi heryer ve her şey dümdüz olurdu.”
Gecenin karanlığıyla karşılaştırılmazsa, güneşin parlaklığı hiçbirşey anlatmaz. Biz yaşamı ancak zitliklarla algılarız. Öyleyse dünün sorunlarıyla ve hüsranlarıyla savaşmAktansa onlara enerji ve zaman harcamaktansa, onların üstüne şu etiketi yapıştırmalısın. Bu etikette “O dündü” diye yazar. Sen bu etiketi zihin gözünle görüyorsun. Sen bu sorunları VE verdikleri yükü omuzlarından kaldırıp, hepsinin üzerine bu etiketi asıyor, sonra da onları orada bırakıp gidiyorsun. Çünkü kendi kendini hipnozla tedavi uygulamasını inançla sürdürürsen, düşüncelerini olumlu yönde denetlemesini öğrenirsen, her geçen gün, taze bir başlangıçla, her sabah yeni bir dünyaya, yeni bir güne, yeni bir sabah ile doğacaksın. Yeni gün senin için depresyonsuz bir gün olacak, hüsransız bir gün olacak, hatasız bir gün olacak. Bu yeni günde hayatının her alanında daha verimli olacaksın, eskiden hiç olAmadığın kadar verimli olacaksın. Dogru yerde dogru zamanda bulunacak dogru seyi yapip dogru seyi soyleyebileceksin Neden mi? Çünkü bütün sorunlarını astın. Onların seni yönetmesine son verdin. Olumsuz düşünceleri tersine çevirmekle, sen onları yönetiyorsun şimdi; çünkü seni etkileyen hayatında ki olaylar değildir. Seni etkileyen, onlara verdiğin tepkilerdir. Sen artık olumsuz düşüncelerin yaşam deneyimlerine olumsuz tepki olarak yansimasini aşmış durumdasın. O olumsuz tepkiler seni yıkıma uğratıyor, seni depresyona sokuyordu. Sen artık kendi elinde olan yaşamının her ânını kendin yönetiyorsun. En rahat biçimde gevşemeyi öğreneceksin. Kendi payına düşen görevi yaptığını ve yapacağını bilerek, yaşamdaki evrenin parcasi olarak ne olursa olsun rahatlayacaksın, gevşeyeceksin…
Bu telkinlerin etkisi aldigin her nefes ile kabinin her atisi ile birlikte daha da artiyor..
Buraya ilk defa geliyorsanız, ismim Atakan, burası Çekirdek Teknoloji Danışmanlık. Türkiye’de ilk subliminal telkin uzmanıyım.Müziklerin içine keşfettiğim teknikle sesli telkinler yerleştiriyorum.Şimdiye kadar 10 yılda bir milyon üzerinde kişi telkin cd lerimi indirip faydalandı.Eğer denemek istersen bu siteden ücretsiz hediye telkin mp3 indirebilirsin. Neler mi hediye?Koruma kalkani,suçluluk duyguları,ego güven,depresyon dünde kaldı ve diğerleri….Ayrıca telefonla 5 dakika ücretsiz çekirdek inanç ön tespiti yaptirabilirsiniz.
Çekirdek İnanç markası 8 yıldır var.Telefonla sizinle görüşülüp size engel olan düşünceler bulunuyor.Gitmeden önce yazılarımı okumanızı tavsiye ederim. Online çekirdek inanç çalışmasını bu linkten alabilirsinz. çekirdek inanç ve subliminal telkinler